Dünya çapında bir Türk: Maritsa.co

Bugüne kadar yazdığım tüm blogger tanıtımlarında güzel ve yabancı bloggerlardan bahsettim.Açıkçası biz Türklerin blogları daha çok bilgilendirme temalı.Lookbook tarzında değil.Daha doğrusu ben öyle sanıyormuşum.Tamam offnegiysem styleboom salıncakta iki kişi vardı ama dünyadaki eşdeğerleriyle kıyaslayınca hep bi eksik kalıyordu.Derken  margiela for h&m partisinin fotoğrafarına bakarken Meriç Küçük'ü gördüm.Namı-değer maritsa yani.Sonrası da bu post oldu işte...

Aslında Vouge eyewear reklamlarında gördük onu.Reklamın sol alt kısmında mini minicik bir maritsa.co: moda blogger yazıyordu o kadar.Yani bende dahil çoğu kişi 'reklamdaki güzel kız' olarak bildik.Aslında o çok fazlası.24 yaşında Boğaziçi üniversitesi psikoloji bölümü mezunu.Blog hayatına üniversite son sınıfta hayatamakyajyap.blogspot adresiyle başladı.Fakat kısa sürede popülereşen bloga blogspot yetmedi

Yetmeyince oda maritsa.co'yu açtı.maritsa.com değil co.Her röportajında üstüne basa basa söylüyor bunu.Blogunu takibe almaya başladığımdan beri ilk merak ettiğim şey maritsa'nın anlamı oldu.İngilizcede Meriç Nehri'nin adı maritsaymış.Hem her dilde söylenmesi kolay hemde akılda kalıcı olduğu için bu ismi seçmiş.

Meriç'in Hürriyet Pazar ekinde geçtiğimiz aylarda yayınlanan bir röportajında okuduğuma göre benim işim modellik yapmak değil şık olmak dediysede 1.74 boyu ve 57 kilosuyla modellere taş çıkartır cinsinden.

Boğaziçi mezunu olmak kolay değil.Mükemmel bir ingilizceye sahip olduğunu sitesine bakarsanız göreceksiniz zaten.Dünya çapında bir blogger oldum sadece İngilizce yazsam diye düşünmemiş asla hem Türkçe hem İngilizce yazıyor hatta ilk olarak Türkçe yazıyor postlarını.Bu kadar bilgi yeter sben susiyimde stili konuşsun bence:

Gözümü Gönlümü Aç İpek Diyenlere:

Son zamanlarda erkek modasına fena sarmış durumdayım.Maskülen tarzı daha iyi anlamak için doğduğu kaynaktan yani erkek modasını iyi bilmek gerektiğini düşünüyorum.Nedense hep yakışıklı kaslı erkekleri seçmişim çok ilginç.Aaa hiç de farkında değilim halbuki.Bak sen şu işe neyse böyle rastgelmiş öyle devam edelim.

David Beckham namıdiğer fare suratlı karısı Victoria'nın baş aksesuarı.Tom kankisiyle ilişkiye adı karışan sarışın öz be öz ingilizimiz.Öyle dedim çünkü olimpiyatlara kadar kendisini Amerikan sanıyordum.Londra olimpiyatlarına Davidciğimi görünce bi dumur olmadım değil.Hani enişte kontenjanından desem yok bu İngilizler kabul etmez enişte-yenge sonra öğrendim ki anlı şanlı aksanlı İngilizmiş bizim kereta.

Stil incelemesi yapıcaz dedik yine dilim düştü.Sporcu stili diye tabir ettiğimiz ve moda dünyasındaki adıyla 'London Style' olarak bilinen bir akımla hareket ediyor genellikle sporcular.Bilinçli yada bilinçsiz durum böyle.Ama David tam aksi yönde giyiniyor.Oldukça klas oldukça şık oldukça tarz.Karısı moda ikonu o giydiriyordur demeyin karısının burnunun ucunu kaşımaya vakti yok ki kocasını giydirsin.

Klasik giyimiyle görmeye alıştığımız stil ikonumuz spor giyinecepi zamanda spor gömlekleri renkli kazaklar ve hırkalarla yine tarz bir hale çevirmeyi başarıyor.Şu erkekler neden hırka giymez zaten hiç anlamam.Şu dünyada bir erkeği hırkadan daha çekici gösterecek bir parça daha gösterin blogu kapatıcam.

Renkli kazaklar kullanıyor demiştim değil mi? Pek çok erkek günümüzde bile hala pembedir kırmızıdır turuncudur bu renklerden ellerinden geldikçe uzak durmaya çalışırken ki gerçekten kombinlemesi çok zor renklerdir David bu işi epey iyi kıvırıyor.Mürdüm rengi zaten favorimdir ona da çok yakışmış.

Herkesin kafasının güzelken mafettiği stili aklının başında olmadığı zamanlar vardır.Malesef David de bir istisna değil.Ya şu tipe ba ya bune Allah aşkında sen kendini arka sokakların asi rapçisi mi sanıyosunda saçlarını öyle yapıyosun??? hadddini bil!

Malesef kendini popstar zannettiği zamanlarda oldu.Adeta bir Serdar Ortaç adeta bir Kenan Doğulu'nun 90lardaki hali değil de ne a dostlar

Başlığın adına bak bide fotoğraflara bak İpek bu ne hal dediğinizi duyar gibiydim hemen yapıştırdım geçen sezonki David Beckham for h&m underwear koleksiyonundan bir fotoğraf paylaşmak istedim.İnsanın baktıkça bakası geliyor.İçi bir hoş oluyor insanın ya ben seni yerim aneeeeeeeeeeeeeeem

Bir erkeği en seksi yapan şey hırkadır demiştim değil mi? Takım elbiseleri unutmuşum pardon.Blogu kapatmam mı gerekiyo? Ama bi dakka bi dakka ben parça dedim teorik olarak takım elbise adı üstünde TAKIM. yine ben haklıyım canımslar sorry.........

En sevdiğim fotoğrafıyla final yapıp iyi günler dilerim :)

Bu yazıyı erkeklerin ulaşamayacağı yerlerde saklayın2

Bugün ki konumuz Blonde Salad'dan sonra en sevdiğim blog olan 'Kayture', Kayture'nin sahibi Kristina Bazan henüz 20 yaşında.Ama baksanız en az bi 25 dersiniz. Okuldan arta kalan vakitlerinde modellik yapıyor.İsviçre'de yaşayan blogger, 2011'den beri blog yazıyor. Kristina'nın fotoğraflarını erkek arkadaşı olan James Vyn çekiyor. Blogda ki fotoğraflar cidden moda çekimlerini aratmayacak derecede güzel. Erkek arkadaşıyla iyi bir takım olduklarını söyleyen blogger, genellikle Zara ve Mango'dan giyiniyor.Ama öyle bir giyiyor ki görseniz milyarlık markalardan giyiniyormuşçasına. High street modadan etkilendiğini söyleyen Kristina gerçekten çok şık ve yetenekli. Güzelliğinin yanı sıra ünlü modellere taş çıkartan pozları birer seyirlik... Kayture'ye gitmek için sizinle bir link paylaşacaktım ama site açılmıyor nedense.

Fotoğraflar öylesine güzel ki hiç yorum yapmadan şöyle 10-15 tane peşpeşe yüklicem kusura bakmazsınız artık.

Bu güzeller güzeli bloggerın ona pek layık bulamasamda yakışıklı sayılabilecek sevgilisi 'James Vyn'.Kendisi profosyonel bir fotoğrafçı ve oda modayla ilgileniyor.Kendine ait hem fotoğraf hemde moda blogu olan James ünlü dergilerin moda çekimlerinide gerçekleştirmiş (Vouge Uk ve glamour bunlara dahil)

Deniz Berdan for collezione; Gypsy Punk

Hep yabancılar mı yapacak mağaza-tasarımcı işbirliğini? Gelişmekte ola ola bir türlü gelişemeyen yalnız ülkemin güzel sosyetik-tasarımcısı Deniz Berdan'ın collezione ile yaptığı koleksiyonu bilmeseniz bile magazin programlarında gözünüze çarpmıştır diye düşünüyorum.Deniz Berdan ve kızı Begüm Berdan malumunuz bu sene Londra Fashion Week'de ülkemizi temsil edip Vouge Uk'de bile yer almayı başrarak göğsümüzü kabarttı.Birazda yerele dönüp Collezione ile müthiş bir iş birliğine giriştiler desek yalan söylemiş olmayız.

Geçen hafta Sabah gazetesinin pazar ekinde Collezione'un patronu olan Ekrem Akyiğit'in bir yazısını okumuştum.Malumunuz Collezione varoşlukta bir numara olan mağaza zincirlenin başında geliyordu.Şahsen ben sadece okul için düz siyah kazak almak istediğimde uğruyordum.Defacto 1 collezione 2'ydi benim için saçmalıklar sıralamasında.Ekrem Bey yazısında bundan önce hep düşük fiyat sunup bir aile markası olmayı amaçladıklarını ancak geçde olsa bunun yanlışlığını farkettiklerini söylemiş.Bundan sonra modaya öncelik vericeklerini ama yinede uçuk fiyatlar sunmayacaklarını söylemiş.Zaten bu koleksiyonda da en pahalı elbise 150 lira.

Koleksiyon 25 parçadan oluşuyor.Bakmaya fırsatı olanlar bilir koleksiyon oldukça renkli.Deniz Berdan'ı az-çok takip edenlerden biri olarak hiç şaşırmadım doğrusu.Tam ona uygun ve çok başarılı olmuş bence.

Tasarımcılar defilelerinden sonra yaptıkları basın görüşmelerinde hep şu soruya maruz kalırlar 'Neyden etkilendiniz?' bu soruya Deniz Berdan'ın cevabı koleksiyonun adıyla olmuş.Gypsy Punk! Benim gibi cahil cüreba bir insansınız sizin için Gypsy Punk nedir bir bakalım:

Gpsy Punk dediğimiz tamda yukarıda gördüğünüz gruptan meydana geliyor.Gogol Bordello'nun öncülüğünü yaptığı grubun yaptığı tarza Gpsy Punk deniliyor.Türkçeye çeviricek olursak çingene punkı gibi bir şey çıkıyor karşımıza.Grup oldukça renkli ve farklı tarzlarıyla ilgi çekiyor.Deniz Berdan da kızı Begüm sayesinde gruptan haberdar olmuş ve tarzlarından çok etkilenmiş.Sonuçta bu koleksiyon oluşmuş.

Koleksiyonun mağazadaki yansılmalarıda aynen böyle oldu.Fiyatlar 25-150 arasında değişiyor.Kolyeler 25 lira etekler 50-75 lira elbiseler ise 150 lira.

Deniz Berdan elbette koleksiyonunu önce kendisi tanıttı.Benim en çok beğendiğim elbise bu oldu.Bedenime uyarsa bu elbiseyi almak için sabırsızlanıyorum!

Son olarak genel olarak koleksiyona bir bakalım dedim ve bugünkü yazım burda son buluyor.Hepinize iyi günleeeeeeeer :)

Stil incelemesi; Pique

Efendim hep kızların fotoğrafları var cıscıbıl kızlardan gına geldi,azıcıkda kaslı erkek görelim diyenleri buraya alıyoruz.Blogumu takip edenlerin %99'u kız olduğundan birçoğunuzun pique'yi shakira'yla oldan birlikteliğinden tanıdığınızı biliyorum.Sonra Mango H.E.'nin yüzü olup billboardları süsledikten sonrada biz kızlar arasındaki popüleritesi epey bir arttı.Valla Shakira idolüm.1.50 boyuyla 1.90'luk çocuğu götürdü ya helal be shakira bacı kralsın!! 

Klasik futbolcu sitli olan kot pantolon-tişörtün aksine pique son derece şık giyiniyor.Mango'nun yüzü olduktan sonra elbetteki şıklık anlamında büyük bir gelişme yaşamış ancak bundan öncede gayet iyi giyiniyormuş bizim enişte.Adamı tanımasam fotoğraflardan zengin ailenin işlerin başına yeni geçmiş oğlu sanardım.Öyle bir havası var kareli gömlekler,ceketler hatta yer yer kumaş pantolonlar bile kullanıyor.

Kirli sakalları ve çok uzun olmasada kısa sayılmayacak saçlarıyla ve müthiş gözleriyle kızlara futbolu sevdirecek cinsten.Peki size asıl acı olan kısmı söyleyeyim mi? Hadi Arda Turan Türkiye'nin David Beckham'ı deniliyordu ona alıştık artık.Peki Türkiye'nin Pique'si kimmiş biliyormusunuz? EMRE BELEZOĞLU.Bunu okuduktan sonra hahahahahahhahahahhahahahahahhahahahah hatta ihihihihiehehehehehahahaha diyerek hatta kjashdlaksjhdklasjdhlsadlas diyerek güldüğnüzü biliyorum.Ama medyanın söylediği bu arkadaşlar.Üzgünüm ama böyle..........

Artık hepiniz biliyorsunuz ben tanıttığım kişilerin kişisel bilgilerinede yer veriyorum.Pique'de istisna olmıyacak.1987 doğumlu yani 25 yaşında yani Shakiradan 10 yaş küçük.İlk takımı Manchester United'da hiçde başarlılı olamadı aslında.12 maçta sadece 2 gol atabildikten sonra kadro dışı kaldı ve 2010 yılında Barcelona'ya geldi.Orda da yıldızı parladı zaten.

 

Mango H.E'nin yüzü oldu dedik.Fotoğrafsız olur mu? olmaz tabiki.2 sezon Mango'nun yüzü olduktan sonra bu sene intibariyle anlaşmaları son bulmuş diye duydum.1000 metrekarelik alanın 20 metresini erkek reyonuna ayırırsan sevgili Mangocum erkek bölümünde pek tutmaz haliyle değil mi ama?

En üstteki fotoğrafın devamı bu fotoğrafta.Neden bilmiyorum ama ben çok sevdim bu fotoğrafı.Bir derginin moda çekimleri için yapılmış sanırım İspanya Glamour olabilir ama emin değilin kesin bir bilgiye ulaşamadım.

Bir erkeğin en şık hali elbetteki takım elbiseli halidir.Bunu kabul etmeyen kız gitsin 44+XX'indeki bir adet X'in yerine Y koydurtsun bence.Shakira'nın kırmızı elbisesi o kadar gözümü alıyor ki Pique'ye bakamıyorum bile.Zaten çoukcağınızın 3-5 tane takım elbisesi fotoğrafı onda da yanında hep bu sarışın yelloz.

Ben size demiştim hep gömlek-pantolon takılıyor diye değil mi? Shakira'nın kroluğuna karşılık tam bir cool iş adamı görünümünde tipini sevdiğim.Ya altına bot giymişsin o incecik gömlekle üşürsün sen annem kıyamam ben sana bi mont alıverseydin üstüne keşke.Neyse yazının başında Shakira aşığı sonunda da düşmanı gibi gözüktüğümün farkındayım lakin yakışıklı görünce insan dayanamıyor haliyle.Bir dahaki yazıda görüşmek üzere...

Selma Ergeç Stili

34 yaşında olan Selma Ergeç'de almancı oyuncularımızdan. Best Model of Turkey seçildikten sonra televizyon sektörüne atılan güzel oyuncu halen dahi saygın tasarımcıların defilelerinde yer almakta.

Ben stil incelemesi yaparken incelediğim kişilerin hayatınada biraz değinmeyi seviyorum.Selma Ergeç öncelikle Almanyada liseyi bitirdikten sonra OXFORD'da okudu.Daha sonra 1 seneliğine Fransa'da bir üniversitede keman dersleri aldı.Yetmedi marmarada'da tıp okudu.Oda kesmedi Fransa'da psikoloji okudu.34 yıla bu kadar eğitimi nasıl sığdırdı bilmiyorum ama şuan Muhteşem Yüzyılın başrollerinden.

Elle Style Awards Türkiye'de yapılan en profosyonel organizasyonlardan biri desem eksik kalır.2011 yılında aday gösterilen Selma Ergeç'in bu fotoğrafını çok beğeniyorum.Kendisi aynı zamanda model olduğundan biliyor elbiseyi taşımasını tabi .

 

Model dedik podyumlardan bir fotoğraf göstermemek olur mu hiç? olmaaaz.Türkiye'de ilk çalışmaya başladığı yer podyumlar olmuş zaten.Uğurkan Erez'in ajansına kaydolduktan ardından da Miss Turkey'de derece aldıktan sonra kapılar ona ardına kadar açılmış tabi.



 

Hatice Sultanı gördük.Kırmızı halıda nasıl gördük.Podyumda nasıl gördük.Fotomodelliği nasılmış gördük.Peki ya günlük stili nasıl bu Selma Ergeç'in ?

Dizide ne kadar kontes ne kadar şıksa dışarıda da o kadar bohem o kadar vintage.Bayıldım ben bu kadına ya.Umursamaz olduğu halde tarz olabilen insanlara hastayım zaten Selma Ergeç'de bunu çok güzel başarmış.